OYA ERONAT; “Mutluluktan gülen bir göz beni çok motive ediyor”

17 Eylül 2020 23:49
A+
A-

 

Misafirperver, çalışkan, işini hakkıyla yapabilmenin gayretinde, yüreği sızıyan ama bu sızıyı şefkatle, sevgiyle, merhametle sarmış kocaman yürekli bir anneyi ziyaret ettik.

Ak Parti Diyarbakır Milletvekili Oya ERONAT, her zamanki gibi samimi, doğal ve dobra bir şekilde içinden geldiği gibi konuştu. Diyar Magazin Gazetesi olarak yaptığımız bu güzel söyleşiyi sizlerle paylaşıyoruz.

Sevgi ÖZKAN DALGIÇ; Aslında bütün Türkiye sizi tanıyor ama sizi daha yakından tanımak adına hayat hikâyenizi sizden öğrenebilir miyiz?

Oya ERONAT; Diyarbakırlıyım. Diyarbakır’da doğdum, büyüdüm. Ziya Gökalp Lisesi mezunuyum. 1985 yılında Fırat Üniversitesi’nde Mühendislik Fakültesi’ nden mezun oldum. İnşaat mühendisiyim. Tabii uzun bir süre mesleğimi sürdürdüm. Yaklaşık 11 yıldır da siyasetin içindeyim.

Sevgi ÖZKAN DALGIÇ;  Oya Hanım, milletvekili olmaya karar verdiğinizdeki hayaliniz neydi?

Oya ERONAT; Milletvekili olmaya hiç karar vermemiştim, bir kere onu söyleyeyim. Ben Diyarbakır’da mücadele etmek istedim. Terörün ateş düşürdüğü ev sayısı çok fazlaydı, çok fazla şehidimiz vardı, hem sivil şehitler vardı. Ben de bir anne olarak bir şeyler yapmalıyım diyerek siyasete girdim. Çünkü siyasetçi değilseniz ne kadar bağırırsanız bağırın, konuşursanız konuşun, sesinizi çok az insan duyuyor. Ben bir farkındalık oluşturmak istedim, hem de bir anne olarak sesimi yüksek sesle başka insanlara da duyurmak için siyaset yolunu seçtim. Ama siyasete girdiğim zamanlar milletvekili olayım şöyle olayım böyle olayım hiç o niyetler yüreğimde yoktu.  Sadece hizmet vermek istedim…

Sevgi ÖZKAN DALGIÇ;  Yoğun olduğunuzu biliyoruz ama bir milletvekilinin bir günü nasıl geçiyor?

Oya ERONAT; Şöyle, ikiye ayırmak gerekiyor günlerimi. Ankara’daki günler ve Diyarbakır’daki günler. Ankara’daki günler meclisin açık olduğu günler…

Ben standart hemen hemen her gün aynı saatte uyanırım, sabah namazından sonra pek yatmıyorum. Ankara’da biraz daha gün geç oluyor, ezan daha geç okunuyor. Kalktıktan sonra, ben annemle yaşıyorum, önce bir kahvaltı yaparız. Muhabbetimizi annemle kahvaltıda yaparız. Konularımızı konuşuruz, haberleri izlerim o arada. Mutlaka bir program vardır, ya bir komisyon çalışmam vardır, İnsan Hakları Komisyonu’nda Cezaevi Alt Komisyonu’ nda görev yapıyorum…

Diyarbakır’dan olsun, Türkiye’nin değişik bölgelerinden insanlar gelir. Şimdi, ben yalnız Diyarbakır’ın milletvekilliğini yapmıyorum. Benim bir şehit annesi olmam hasebiyle, Türkiye’nin bütün Şehit yakınları ve gazileri beni ziyaret ederler. Bu görevi büyük bir sorumluluk hissederek yapıyorum açıkçası, yani bir şehit yakını, bir gazimiz Allah razı olsun dediği zaman ben o günü daha bir huzurlu geçiriyorum…

Sevgi ÖZKAN DALGIÇ; gerçi saydınız ama mecliste görev aldığınız komisyonlar nelerdir?

Oya ERONAT; Ben geçen dönem de, bu dönem de İnsan Hakları Komisyonu’ nda görev yapıyorum. İnsan Hakları Komisyonu bir İhtisas Komisyonu değil yani yasa yapmaz…

Ben de Cezaevi Alt Komisyonu’ ndayım. Biz milletvekili olarak ne yapıyorsunuz? Bazen hafta sonları değişik illerdeki cezaevlerine gidiyoruz. Görevimiz bu, cezaevlerini denetliyoruz. Bütün cezaevi yönetimini dışarı çıkararak bu komisyonda milletvekili arkadaşlarımızla cezaevinin içindeki sorunlar nelerdir, tutuklu ve hükümlülerin ağzından bizzat dinliyoruz. Yanımızda hiçbir görevli olmadan, fiziki koşullarına bakıyoruz psikolojik sosyolojik bütün koşullarını inceliyoruz. Bunları rapor haline getiriyoruz.

 

Sevgi ÖZKAN DALGIÇ; Yoğun tempo içinde problemlerle karşılaştığınız zaman sizi en çok ne motive ediyor, nasıl motive oluyorsunuz?

Oya ERONAT; Şöyle, birisi telefonla veya yüz yüze karşılaştığımda “hay Allah senden razı olsun, bu sorunumu çözdün” dediği zaman o benim için en büyük motivasyon oluyor, çok dinleniyorum, çok mutlu oluyorum. Gerçekten böyle içim sevinçle doluyor, çünkü bir sorun çözmüş oluyorum, verdiğim emeğin boşa gitmediğini görüyorum. Takdir edilmek de güzel, çok insani bir duygu.  Mutluluktan gülen bir göz beni çok motive ediyor.

Sevgi ÖZKAN DALGIÇ; hobileriniz nelerdir, bu yoğunluğun içinde boş vakitlerinizi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Oya ERONAT; Öyle bir duygumuz hiç yok. Ben size bir şey söyleyeyim mi? İnanın 24 saatin 4 ya da 5 saatini uyuyorsak, çok keyifliyiz diyoruz.  Çünkü dinlenmeye hiç zaman yok. Genelde zaten yemek yemeyi de iki öğüne indirmiş durumdayız. Kahvaltımı mutlaka evimde yapıyorum o benim için çok önemli, çünkü annemle de geçirdiğim çok özel bir saat. Çünkü gece geldiğimde annemi uyumuş görüyorum. Onun dışında zaten öğle yemeğini aradan çıkardık, vakit te yok ona. Akşam 5’ te 6’ da bir fırsat bulursam hızlı bir şekilde bir yemek yiyorum. Hobi dediğiniz şey ne olabilir ki? Ben mesela ressam olmayı çok isterdim. Çünkü o Allah’ın verdiği özel bir yetenektir ama hiç o tip öyle bir inceliklerim de olmadı. Mesela bir şiirden hiç anlamam, edebiyattan anlarım ama bu da kardeşimin bir edebiyat hocası olmasından kaynaklanıyor. Ailece de düşkünüz. Ressam olmayı isterdim, resim yapmayı isterdim ama Allah öyle bir yetenek vermedi bize bir şiir yazmak, bir resim yapmak…

 

Sevgi ÖZKAN DALGIÇ; Mecliste tartışmalar, nefret söylemleri olduğu zaman biz halk olarak üzülüyoruz. Siz bu konuda ne söylemek istersiniz?

Oya ERONAT; Meclis her zaman tartışmalara açık bir ortam. Zaten parlamento, parle konuşmaktan gelir, biliyorsunuz. Parlamenter de konuşan insan demek, tabii ki konuşacağız. Şiddetli tartışmalar da olacak. Fiziki temaslar oluyor, bu insanı üzüyor. Çok az ama. Geçen dönem de bu dönem de birkaç böyle fiziki kavga oldu. Keşke hiç olmasa, çünkü bizlerin örnek olması gerekiyor. Sözlü sataşma, bazen bu laf atmalar dozunda olursa bir hoşluk da katar. Yani sürekli de bir negatif laf atma yoktur. Birbirimize takılırız da, işte memleketin bu muydu falan bize de ondan getirsene falan diye böyle tatlı atışmalar da olur…

 

Sevgi ÖZKAN DALGIÇ; Siz HDP İl Binası önünde evlat nöbetini bekleyen anneleri ziyarete gittiniz. Şöyle bir kelime kullandınız;” ben onların halinden anladım, biz birbirimizin halinden anladık”, ben kendim de duygulandım sizin o kelimenizi duyduğumda. O anki duygularınızı bizimle paylaşır mısınız?

Oya ERONAT; Benim ne hissettiğimiz soruyorsunuz. Bu hisler yeni değil. Ben size röportajın başında bir cümle kurdum, dedim ki, “bütün Türkiye’ nin şehit anneleri, şehit yakınları ve gazileri beni arar”. Bir şey daha, evladı dağda olan aileler de beni arar. Çok enteresandır. Bende çok mektup var, çok telefon alırım. Dağdan çevirdiğim çok çocuk vardır…

 

Sevgi ÖZKAN DALGIÇ: Oya Hanım bu konuyu konuşmuşken gençlere özellikle bu duygularla ne tavsiye edersiniz?

Oya ERONAT; Gençlerden tavsiye alırım ancak. Gençler bizden çok ilerde. Ona ben 15 Temmuz gecesi karar verdim. Her zaman gençleri biraz daha large görürdüm. Ne kadar rahatlar diyordum. Bazen böyle hani Kurtuluş Savaşı yılları konuşulur veya işte belgesel izleriz, o vatan sevgisi, vatanı kurtarma sevgisi, acaba derdim şimdi böyle bir olay olsa bu gençler ne yapar? Ben 15 Temmuz’ da anladım ki, aynı gençlik, aynı duyarlılık hatta daha fazla gençlerimizde devam ediyor. Gençlik bizden çok ilerde. Çok iyi yetişmişler, çok temizler, çok kararlılar. Benim onlara verecek tavsiyem yok, ancak onlardan artık tavsiye alıyorum. Çok başarılılar çünkü.

 

Sevgi ÖZKAN DALGIÇ; Ülkemizde olmasını istediğiniz en güzel hayal ettiğiniz neler var?

Oya ERONAT: Herkesin hayal ettiğini ben de hayal ediyorum. Nedir? Ekonomik şartların çok iyi olmasını istiyorum. Yani ben bir kapıyı çalıp ta bir siyasetçi olarak içeri girdiğim zaman, kilim üzerinde ya da minder üzerinde kimseyi görmek istemiyorum. Herkesin daha iyi şartlarda yaşamasını istiyorum…Tabii ki bizim ülkemizin ekonomik şartları dışa bağımlı, enerjiyi dışarıdan alıyorsanız, dışa bağımlısınız demektir. Senin enerjin yoksa çok kıymetli madenlerin yoksa tabii ki sıkıntı yaşarsın. Allah’ a şükür şimdi Karadeniz’ de doğalgaz bulundu, eminim şartlar daha iyi olacak. Bazı müjdelerin de geleceği söyleniyor…

 

Sevgi Özkan DALGIÇ; İnşallah hepimizin ve sizin de hayalleriniz bir an önce gerçekleşir. Bizi konuk ettiğiniz için çok teşekkür ederiz.   

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.