Samsung’ la başlayan MD hikâyesi HuQQabaz’ la devam ediyor!

Samsung’ la başlayan MD hikâyesi HuQQabaz’ la devam ediyor!
3 Ocak 2019 00:03
A+
A-

 

Kore markası Samsung’ u Diyarbakır ve Bölgemiz ile tanıştıran, adeta Kore Mahallemiz gibi bizden biri gibi sahiplenilme başarısını gösteren Made in Diyarbakır (MD) hikâyesini başarılı işadamı Mahir Duraner’ le konuştuk. Sıcak ve samimi sohbetiyle, Samsung’ un yereldeki macerasını ve HuQQabaz’ ın gelişi müjdesini bizimle paylaştı. İşte o satırlar…

D.M: Mahir Bey, Samsung hikâyeniz nasıl başladı, o süreci bizimle paylaşır mısınız?

Mahir Duraner: 2008’ den beri Samsung bayisiyiz. Eski Nil Koleji’nin karşısında, ilk mağaza orası, Diclekent mağazası. İlk mağazayı açtık, İstanbul’dan da açılış için bir sürü adam geldi. Ama Samsung’u Diyarbakır’da henüz hiç kimse bilmiyordu. Telefon bile yok o zamanda, bir tek yazıcı markası olarak biliyor herkes. Dükkândan içeri bir teyze girdi. Bizim genel müdürler var, müdürler var dükkânda, yeni açmışız dükkânı. Teyze: ”Oğlum, Arçelik var mı?” dedi. Ben de: “Hayır teyze, burası Samsung” dedim. Teyze de ‘ Ulan yalancı, bak var orda ‘ dedi ve buzdolabını gösterdi. Teyze buzdolabının adını Arçelik olarak biliyormuşJ”. İnsanlar bırak Samsung’u marka olarak bilmeyi, dolabın adını başka bir şey olarak biliyorlardı. Zor oldu, çok zorlandık ama oturttuk Allah’a çok şükür. Nasıl yaptık, biz hizmeti değiştirdik.

 

Mesela beyaz eşyada her montaj ekibine birer tane bayan eleman aldık, biz eğittik. Müşterimize dedik ki “sizin buzdolabınızın kurulumunu bayan eleman yapacak, iki tane adam buzdolabını evinize kadar taşıyacaklar, sonra evden boş kutuyu alıp çıkacaklar dolabı kızımız anlatacak. Yani huzursuz olmanıza gerek yok. Bunu Türkiye’de ilk biz oturttuk, çok da güzel oldu. Sonra ne oldu, mesela rakamlar çıkartıyoruz; eskiden kadınlar erkek servis personeline çamaşır makinesiyle ilgili 3 tane soru sorarken, bayan personel gönderince konu detaylanıyor, çünkü kadın kadına daha rahat sorabiliyor. Serviste bunu oturttuk ve kadınlar da, erkekler de bunu çok sevdi. Sonra müşteri geri aramayı başlattık. Ürün alındıktan sonra 3. gün bizim çocuklar arıyorlar; üründen memnun musunuz? Servisten memnun musunuz, bir problem var mı? 30. günün sonunda bir daha arıyoruz, 3. ayın sonunda bir daha, 1. yılın sonunda bir daha ve ondan sonra her 6 ayda bir hiç durmadan arayıp soruyoruz. Bunu müşteriyi taciz etmek için yapmıyoruz. Erkeklerin kafası çok karışıktır, sabah evden çıkarken mesela yenge diyor ki; benim makinam ses çıkartıyor, servisi bir ara söyle. Evden çıktın 3 dakika sonra unuttun. Aradan 15 gün geçiyor ve kadın hala rahatsız ve mağdur oluyor bu durumdan. Biz aratınca ve şikâyet gelince böyle durumlarda, hemen ücretsiz servisi gönderiyoruz ve bakımı sağlıyoruz, müşteri memnuniyetini sağlamış oluyoruz. Yani biz şuna inandık; 1000 lira belki bizim için çok büyük bir para değil ama 1600 lira ücretle çalışan bir adam için çok büyük para ve o adam 3-5 ay çalışıp biriktiriyor bu parayı. Ve o adamın verdiği paranın karşılığını vermemiz lazım. İlk kural şu: Rahmetli babama dedim ki ticarete giriyorum o da bana, oğlum dikkat et, bak anana sövmesinler, ticaret zordur, anana sövdürme. Dedim, doğru söylüyorsun. Yani öyle girdik ve öyle oturdu. Her malımızın arkasında durduk, yaptığımız her şeyin arkasında durduk, teker teker ilgilendik, tüm müşterilerin peşinde koştuk.

Şu anda Diyarbakır, Mardin, Siirt ve Van illerinde toplam 10 mağazamız var. 51 kişi ile beraber çalışıyoruz, servis kanadı ile birlikte bölgede 240 kişilik bir istihdam sağlamış durumdayız. 2010 yılından bu yana 9 yıldır üst üste Türkiye satış birincisiyiz. MD artık bir Türkiye markası, tüm ülkede beyaz eşya ve elektronik sektöründe bilinen bir markadır. Diyarbakır’ dan çıkan bir Türkiye markası olmak istemiştik, başardık.

 

D.M: Bölgemizde ve Türkiye’ de Samsung markasına ve ürünlerine insanların ilgisini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Mahir Duraner: Dünyanın en büyük markasıyla çalışıyoruz biz, onun temsilcisiyiz burada. Kendi hizmetimizi de üzerine koyunca çok daha güzel bir yere geldik biz. Son 9 yıldır üst üste Türkiye satış birincisiyiz. Bu çok önemli bir veri. Yani İstanbul değil, Ankara değil, Adana değil bunun Diyarbakır’dan çıkıyor olması bizim için çok kıymetli. Samsung’un Türkiye’de en güçlü olduğu iller bizim olduğumuz iller; Diyarbakır, Mardin, Van, Siirt. Bu bizim başarımız ama, insanların da bize karşı olan sevgisi, İlginçtir, Diyarbakır’ da bir Kore Mahallesi vardır, Türkiye’ de başka bir şehirde yoktur mesela. Geçmişte Kore’ye savaşmaya gitmiş, orada şehit düşmüş, orada gazi olmuş ve sonra geri gelmiş bir sürü insanın yaşadığı bir şehir Diyarbakır. Yeni nesil pek bilmez bunu ama sen bilirsin mesela. Biz de bir Kore markasıyız ya belki onun sıcaklığıdır, ama üstüne bizim de hizmetle ilgili düsturumuzu koyunca, bize bir kuruş bile veren insanın hakkını vermemiz gerekiyor. Temel düsturumuz o. İnsanımız da kimin kendisine kıymet verdiğini çok iyi biliyor. Bizim insanımız çok akıllıdır, çok zekidir yanı öyle dışardan göründüğü gibi değildir. Küçümsenecek insanlar değildir. Yani iyi bilir kimin kendine kıymet verdiğini. O önemlidir. Mesela, kendi içimizde yine kuraldır yani insanı insan yerine koymak çok kıymetli bir şeydir. Dükandan içeriye giren her müşteri misafirimizdir, kasaya gelir, kapıya kadar geri uğurlanır. Bir de yerel işleri seviyoruz biz, mesela Türkiye’de hiçbir AVM’ de hiç bir elektronik markası size ince belli bardakta çay veremez.

Bizim her mağazamızda ince belli bardakta kaçak çay içeriz. Bu bizim kültürümüz çünkü. Bunu Türkiye’ de ilk yapan biziz, bundan keyif alıyoruz.

Bunun için biz bir tane daha fazla personel çalıştırıyoruz. Bir insan daha ekmek sahibi olmuş oluyor işte ne güzel. Peki ince belli bardakta çay ne işe yarıyor; insan kendini daha iyi hissediyor. Burası yabancı bir teknoloji mağazası gibi değil, zincir mağaza gibi değil, soğuk değil. Teknoloji mağazaları soğuktur. Burası bizim ya, çay içiyoruz biz burada. Made in Diyarbakır  (MD) diye yazıyoruz Bölge böyle güzel başarılarla anılsın istiyoruz. Ben Dünya’da birçok şehri gezdim bu işim sayesinde. Diyarbakır dünyadaki en güzel şehir. Çok güzel şehirler var, muhteşem coğrafyası olan şehirler var, deniz kenarında, ortasından nehirler geçenler; bunu çok samimi söylüyorum, bu şehri dünyadaki başka hiçbir şehirle mümkün değil değiştiremezsin. Ne insanını, ne coğrafyasını değiştirebilirsin. Hafızamızda kötü şeyler kalıyor. Kötü şeyleri unutalım, kötü şeyler elinde sonunda bitecek. Bu şehir güzelliklerle anılacak. Ulu Camii’nin önünde kürsüde oturup, sırtını güneşe vererek içtiğin bir bardak çayı, dünyanın hiçbir yerine değişemezsin. Yoğurt Pazarında, Mecidağa Fırını’ ndan aldığın ekmeğin kokusu mümkün değil başka hiçbir yerden çıkmaz. Burası öyle bir şehirdir. Ulu Camii’ ye gidip, namaz kılmasan da böyle gökyüzüne kaldır kafanı bak ve dua et, o mutluluğu başka hiçbir yerde bulamazsın. Peki biz kıymetini biliyor muyuz? Çok bilmiyoruz. Ama çocuklarımız bizden daha iyi bilecekler. Güzel bir nesil geliyor, bizden daha kıymetli olacak. Bu şehre de güzel işler yapmak lazım, güzel işler yapan insanlar lazım. Sadece satış yapmak için değil, Samsung’dan para kazandık, kazandığımız parayı yine biz aynı şehre yatırdık. 1 mağazayken 6 tane mağaza yaptık. 3 kişiyle çalışıyorduk, şimdi 51 kişiyle çalışıyoruz. Servisle beraber 240 kişi olduk, bölgede 240 kişi Samsung’ dan ekmek yiyor. Elin Koreli’ si tam 16 saat uçak mesafesinden buraya mal gönderiyor, biz o malları satıyoruz ve 240 tane insan burada bu işten ekmek yiyor. Bu çok başka bir hikâye, çok güzel keyifli bir şey. Dolabın ismin Arçelik diye bilen teyze şimdi evinde Samsung kullanıyor, geldiğimiz nokta burası..

 

D.M: Hafızalarda yer eden özgün ve bir o kadar da ilginç reklam sloganlarınız var, bunlar nasıl ortaya çıkıyor?

Mahir Duraner: Reklamda ana hedef “Global düşün, yerel hareket et!” Reklamda da iki tane sloganla dedik ki derdimizi anlatalım. Diyarbakır’ da böyle farklı terimlerimiz var, mesela bizde kimse “güvece, güveç“ demez ya, “tırşik” tir o. Biz de dedik ki “Burası Diyarbakır; burda güvece tırşik, dolaba Samsung derler.” Bu da baştaki teyzeden çıktı işte :). Tuttu mu bu tuttu, hakikaten çok konuşuldu. Hatta o reklamlarda kullandığımız resimlerden bir tanesinin sahibi çıkıp bize telif davası açtı. Yani reklamımız çok ses getirmiş Türkiye’de, hedefi doğru yerinden vurmuşuz. Hala mahkememiz devam ediyor, öyle yürüdü gitti. Reklam sıcak olmalı, samimi olmalı insanlara derdini bir seferde anlatabilmelisin. “‘Trump çıldıracak” diye reklam yaptık, olay oldu Türkiye’de; twitterda, instagramda, facebookta, her yerde gezdi. Hakikaten Trump’ı çıldırtacak bir iş yaptık. Dolar 7 liraydı biz klimada dolar kurunu 3,75 olarak belirledik. Güzel işler yaptık. Bu işten çok keyifliyiz yani biz başardık bu işi, düzgün bir yere getirdik. Samsung markası olarak bölgede güçlüyüz, Allah’a çok şükür, istediğimiz noktadayız. Ama şimdi artık yeni sektör.

MD’ nin yeni sürprizi; HuQQabaz Diyarbakır’a çok yakışacak!

D.M: Yeni sektör demişken Diyarbakır’a sürpriziniz HuQQabaz’ dan biraz bahsedelim isterseniz.

Mahir Duraner:  Yeme, içme, eğlence sektörüne giriyoruz. HUQQA diye bir marka var, Atasay grubunun, Cihan Kamer’in kurduğu bir marka. HUQQA’ nın franchise verdiği  bir de HuQQabaz diye bir alt markası var. Huqqa şişe demek, Farsça’dan gelme; nargilenin şişesi demek, HuQQabaz’ da nargileyi hazırlayan, nargileyi yapan demek. Sirklerdeki hokkabaz demek değil yani. Türkiye’de İstanbul’da HuQQabaz’ ın şubeleri var, onun dışında asıl Dubai’de, Almanya’ da Mannheim’ da şubeleri var, Erbil Ocak’ta açılıyor.

Türkiye’ de, Anadolu’ daki ilk şubesini de biz Allah kısmet ederse önümüzdeki aylarda Diyarbakır’ da açıyoruz.

Forum AVM’de açacağız.1800 metrekarelik bir alanda açacağız. 500 kişilik oturma kapasitesi olacak, 65 kişiyle beraber çalışacağız. Bu bölgeye yapılan bu anlamda bence en büyük yatırımlardan bir tanesi olacak; hem metrekare hem kişi sayısı olarak. HuQQabaz çok güçlü bir marka. Türkiye çapında çok hızla büyüyor. Ciddi yatırım yapıyorlar markaya. Yeni konseptle açılan Anadolu’daki ilk marka olacak bizimkisi. HuQQabaz İstanbul’da Reina taranmadan önce alkolsüz Reina olarak biliniyordu. Eğlence sektöründeki en üst nokta ama onun alkolsüz hali. Reina dünyada eğlence sektöründe çok iyi bilinen 3-5 tane yerden biriydi. Biz de Diyarbakır’da alkolsüz bir Reina açacağız. İnsanların aileleriyle beraber rahatça oturabilecekleri, iş toplantısı yapabilecekleri, dışardan gelen misafirlerini ağırlayabilecekleri; Dünya mutfağı, yerel mutfak(ilk defa Diyarbakır’da yerel mutfağı da soktuk menüye ve bizim yerel lezzetlerimizden 4 tanesini HUQQA’ nın Dünya menüsüne ekleyeceğiz.) Kahvaltıda mesela Diyarbakır peynirini kabul ettirdik yani sadece Diyarbakır’ da değil, Dubai’de de kahvaltıda Diyarbakır peyniri olacak menüde. Diyarbakır’a dışardan gelen dünya mutfağı da olan dünyadaki en güçlü nargile bara sahip ve bu konuda insanların inanılmaz çeşit bulabileceği, ilk restoran da diyebiliriz HuQQabaz’ a. Bence çok hoşuna gidecek insanların çünkü biz; daha sakin, daha dingin, rahat, relax keyifli bir yer olsun istiyoruz.

D.M: Mahir Bey bize zaman ayırdığınız için teşekkür ediyor, başarılarınızın artarak devam etmesini diliyoruz.

Mahir Duraner: Diyar Magazin’ in güzel şehrimize güzel bir hizmette bulunduğunu düşünüyor ve çalışmalarını takdir ediyorum. İlginize teşekkür ediyorum, çalışmalarınızda başarılar diliyorum.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.