FERAT; “Gîyayê hewşê tahle*, başkası yapınca çok kıymetli, ama siz yapınca bir kıymeti olmuyor”

14 Temmuz 2020 23:31
A+
A-


Diyar Magazin olarak Diyarbakır’ın renkli kişiliklerinden hem ses sanatçısı, hem sinema sanatçısı, hem gazeteci ve köşe yazarı, hem söz yazarı olarak pek çok özelliğiyle ilgi odağı olan bir isme Amed Radyo TV’ nin sahibi Ferat Mehmetoğlu’ na konuk olduk.

Sevgi ÖZKAN DALGIÇ: Unvanlarınızı sayarken yoruldum. Sizi sizden dinleyebilir miyiz?

Ferat Mehmetoğlu: Ferat aslında uzun yıllardır radyo, televizyon, sinema, müzik ve gazetecilikle uğraşan bir Diyarbakırlı sanatçı. İstanbul’ da müzik ve sinema eğitimleri aldım. Sonrasında memleketim Diyarbakır’ a geldim. Burada çaba sarf ediyorum. Kendi memleketime bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Sinema ve müzik alanında ve şu anda da radyo ve tv alanında naçizane çaba sarf ediyorum. Diyarbakır aşığıyım. Bu toprağı, bu halkı ve bu kültürü seviyorum. Elimden geldiğince de bu kültüre hizmet etmeye çalışıyorum ama tabii ki zorlu bir süreçten geçiyoruz.

Sevgi ÖZKAN DALGIÇ: Birçok sosyal projelerde yer aldığınızı biliyoruz. Bu konuda bizi bilgilendirebilir misiniz?

Ferat Mehmetoğlu: Bazen diyaliz hastaları için konserlerimiz oldu. Bazen organ bağışı için oldu. Bazen çocuklar için oldu bu, bazen yurt dışından destekli LÖSEV veya başka bir çocuk sınıfı için yapıldı. Naçizane elimden geldiğince şarkıcı Ferat, solist veya ses sanatçısı Ferat olarak ben o tür konserlere ücretsiz katıldım. Çevremdeki bazı arkadaşlarımın da o konserlere veya etkinliklere ücretsiz katılması konusunda desteklerde bulundum.  Çünkü bir sanatçının asıl misyonu asıl görevi de bu tür şeylerdir. Katılması ve desteklemesi gerekir. Hele ki bunlar Diyarbakır’ da ve bölgemizde yapılıyorsa… Çünkü buralarda bu tür etkinlikler çok az yapılıyor. Gönül isterdi ki bu tür dernekler çok daha fazla yapsın, hatta mülki amirler, belediye başkanları, kaymakamlar bu tür projelere çok daha fazla destek versin ki farkındalıklar oluşabilsin. Ben de elimden geldiğince uğraşıyorum. Bizi izleyen, bizi dinleyen, bizi takip eden kişiler olursa da Ferat her zaman bu tür etkinliklere ücretsiz, para talep etmeden katılır ve memnuniyet de duyar.

Sevgi ÖZKAN DALGIÇ: Size teşekkür ederim bu duyarlılığınızdan ötürü, gönlü güzel bir insansınız. Ferat Bey geleceğe dair projeleriniz nelerdir?

Ferat Mehmetoğlu: Gelecekle ilgili çocukluğumdan beri bir sürü projem var elbette. Ben de çaba içindeyim. İstiyorum ki bir şeyler yapayım ama, çocukluk hayallerim var. Bazılarına ulaştım ama henüz ulaşmadığım hayallerim için de halen çaba sarf ediyorum ve halen kendimi çocuk görüyorum. O çocuk ruhum halen eksilmedi benden. Gelecekle ilgili yapmak istediğim bir sinema filmim var. Hikâyesi ve senaryosu bana ait. “Future of the Dreams” diye üç seri olacak bir sinema filmi var projem var. Ne yazık ki maddi imkânlardan dolayı bunu şu an başaramıyorum, çünkü çok zorlu bir süreçten geçtik. Ama inşallah gelecekte biraz para sahibi olursam veya bir sponsor bulursam üç seriyi de çekmek istiyorum.  Müzikle ilgili başardım, eğitimler aldım, albümler yaptım. Müzik yapımcısı oldum bu konuda hayallerimi gerçekleştirdim. Sinema filmlerinde oynadım. İkinci erkek oyuncu olarak, hatta başrollerde de seçildim ama sonradan vazgeçtim başrolden. Hem sinema filmlerinde hem de belgesellerde jenerik müzikleri de yaptım. Aynı zamanda belgeseller de seslendirdim. Bu alanda çocukluk hayallerimin çoğunu başardım, ama ne yazık ki halen ulaşamadığım hayallerim de var onun için de çaba sarf ediyorum. İnşallah önümüzdeki yıllarda bunları da başarabileceğim.

 

Sevgi ÖZKAN DALGIÇ: İstemek önemli, istedikten sonra gerisi geliyor. Gerçekten isteyince öyle de davranıyorsun. Eğitim alıyorsun daha iyi olayım diyorsun öyle bir süreç…

Ferat Mehmetoğlu: Yani evet isteyince yola çıkmak için bir şeyleri başlatmış oluyorsunuz. Fitili ateşliyorsunuz. İstiyorum ama sadece istemek te yetmiyor. Çaba göstermek gerekiyor, eğitim almak gerekiyor. Bilenlerden veya bu alanla ilgili eğitim verenlerden uğraş vermek gerekiyor. Biz de o süreçleri doğru uyguladık. İstanbul’ da eğitimler aldım halk müziği, batı müziği ve opera eğitimi aldım. Sonra sinema ile uğraştım o dönem. Hatta Rutkay Aziz, Kemal Sunal, Şener Şen, Türkan Şoray gibi birçok ünlü insanla aynı ortamlarda bulunabilme şansı elde ettim. Bu da benim için çok büyük bir ayrıcalık. Altan Yılmaz gibi birçok sinema oyuncusuyla, Osman Sınav gibi birçok kişiyle tanıştık. Bunlar bizim için önemli şeyler. Geldik memleketimizde de yapmaya çalışıyoruz, ama urda da çok kıymett bilinmiyor. Kürtçe’de bir söz var “Giyaye’ hewşe’ tale” diye bahçede biten otun kıymeti yoktur. Biz herhalde bahçede biten ot olduğumuz için çok fazla kıymeti bilinmiyor.

Sevgi ÖZKAN DALGIÇ: Ferat Bey söz yazarlığınız da var. Var mı böyle birikmiş sözleriniz.

Ferat Mehmetoğlu: Aslında ilk albümü yaptığımda yaklaşık 80-82 tane bitmiş beste haliyle yani okunmaya hazır haliyle eserim vardı. İkinci albümde de birçok beste yaptım, sözler yaptım müzikler yaptım ama, üçüncü albüm için biraz geri durdum. Çünkü her albüm çok ciddi bir masraf, profesyonel bir şekilde yaptığınız için bir masraf. İnanın bir ev fiyatına bir araba fiyatına ciddi masraflar yapıyorsunuz. Doksanlı yıllarda iyiydi, şu an müzik piyasası tam ölme aşamasına gelmişken You Tube ve benzeri sosyal mecralar çıktı. Şimdi de sizden değişmenizi istiyorlar. Mesela ben İstanbul’ da hayır dediğim birçok imkâna şu an tekrar zorluyorlar bizi. Ben eğer isteseydim bugün bir Mahsun Kırmızıgül, bir Özcan Deniz gibi ben de Diyarbakırlı ünlü biri isim olabilirdim. Ama ben bazılarını kabul etmedim bu konuda çünkü kendi bir duruşum vardı kendi bir çizgim vardı. Olmak istediğim gitmek istediğim bir yolum vardı. Şu an günümüzde de aynı şeyi görüyorum. Yine YouTube yine Tik Tok, yine İnstagram yine benzeri ortamlar zorluyor sizi başkası gibi olmaya. Başkası gibi olmadığınızda sizi tıklamıyorlar, takip etmiyorlar. Bu nedenle mesela takipçi sayım az olabilir bu beni incitmiyor. Çünkü geçmişte çok iyi yerlere geldik. Şu an birçoğunun gelemediği yerlere geldik. Ama takipçim az diye şu an birçok insan bizi tanımıyor veya hatırlamıyor olabilir tabii ki.

Sevgi ÖZKAN DALGIÇ: Şu an için dinlenmedeyim diyorsunuz, birikimimi devam ettiriyorum diyorsunuz anladığım kadarıyla. Ferat Bey sizi tarif eden, sizi siz yapan en önemli özellikleriniz neler?

Ferat Mehmetoğlu: Bunu bazen zorlanıyorlar. Bazen TV programlarına konuk olduğumda hangi başlığı yazalım sizin için şimdi sanatçı mı yazalım, sinema oyuncusu mu yazalım, köşe yazarı mı yazalım, gazeteci mi yazalım diyorlar. Valla ortaya karma bir şey yazın diyorum. Artık aklınıza hangisi gelirse. Ben şu an sizinle tabi ki daha çok sanatçı kimliğimle ön plana geliyorum. Benim ilk işim müzik. İlk aldığım eğitim ve benim içimden gelen müziktir. Gönlüm müziktir benim ama, ne yazık ki az önce saydığım nedenlerden dolayı sizi zorluyorlar bir kalıba sokuyorlar sizi. Bu doksanlı yıllarda da oldu şimdi de oluyor. Siz onların istediği gibi davranmayınca müzikten geçinemiyorsunuz. Ben müzik şirketi sahibiyim, yapımcıyım yani Diyarbakır’ da kaç kişi bu mertebeye ulaşabildi ki. Benim prodüksiyon şirketim var, 2005 yılından beri Kültür Bakanlığı onaylı bir yapımcı şirketim. Dünya standartları belgesine sahibiz. Ama gelin görün ki Diyarbakır veya bölge piyasasına ait taleplere biz yeterli bir cevap olmadığımız için olmuyor. Birçok konserler yaptık, çok iyi konserler yaptık. Senfoni konserlerinde bulunduk, Farid Farjad’ la bulunduk, bunlar Diyarbakır’ da birçok kişinin başaramayacağı şeyler ama şu an günümüzde sosyal medya fenomenleri diye adı geçen arkadaşlar kadar tıklanma sayımız olmadığından bizi ünsüz sayıyorlar. Bu da bizi üzüyor elbette ama yine çaba sarf ediyoruz. Sosyal medyada bulunmaya çok çaba sarf etmiyorum.  Yani takipçi sayımın az olması beni incitmiyor. Ama umarım onlar da bizi fark ederler ve beğenirler diye bekliyoruz tabi ki.

Sevgi ÖZKAN DALGIÇ: Diyarbakır’ da film çekilmiyor. Bu Diyarbakırlıları da üzüyor. Çünkü turizm anlamında, kentin tanıtımı anlamında çok katkısı olan bir özellik. Sizin gibi hazine değerinde yerli sanatçılarımız güzel senaryolar gelirse oynayabilecek potansiyele sahipler. Yine de değerlendirilmiyor. Bu konuda düşüncelerinizi alabilir miyiz?

Ferat Mehmetoğlu: Diyarbakır’ a sinema filmini getirmek için çok çaba sarf ettik. Tam bir yıl uğraştık. Sevgi Taşı 2013 yılında çekildi. Ama projesi 2012 yılından itibaren başladı. Görüşmeler, yazışmalar, bakanlık, valilik, emniyet, belediye, mekânlar.. Çok ciddi bir enerji gitti. Kimse yapamaz edemez dediler ama biz 28 günde tamamı Diyarbakır’ da olan bir sinema filmi çektik. Sevgi Taşı uzun metraj. Yurt dışında iki ödül de aldı. Diyarbakır’ ı anlatıyor, Diyarbakır sokaklarını anlatıyor. Bazen televizyonumuzda yayınlıyoruz ara ara, halen izlerken Diyarbakır’ ın o güzel taraflarını görmek insanı mutlu ediyor. Ama inanın çok zordu. Yani Diyarbakır’ a bir sinema filmi kazandırmak çok zor. Halen yapılıyor yapılmadı mı sonrasında başka şeyler yapıldı ama ne yazık ki vurdulu kırdılı böyle film demeye şahit projelere de tanık olduk.

Sevgi ÖZKAN DALGIÇ: Diyarbakır’ ı gelenekleriyle, insanlarının yüreğindeki sevgiyle gösterilmiyor. Diyarbakır farklı tanıtılıyor biz de sessiz kalıyoruz.

Ferat Mehmetoğlu: Gönül isterdi ki Diyarbakır’ ın tarihini, kültürünü, dokusunu, rengini, dilini hepsini anlatabilelim. Mesela Diyarbakır çok iyi bir platodur. Yani siz Diyarbakır’ da mekan oluşturma ihtiyacı duymazsınız. Zaten hazır bir mekân vardır. Çok iyi oyuncular vardır. Diyarbakırlı olup ta çok ünlü olan birçok samimi arkadaşım var. Erkan Petekkaya var, yine kadın arkadaşlardan çok ünlü isimler var Özge Pirinççioğlu var aklıma gelen. Bunlar hepsi Diyarbakırlı olan çok iyi oyuncular. Mahsun Kırmızıgül hem oyuncu hem yönetmen ve birçok arkadaşımız var anlatabileceğimiz. Onlar da çaba sarf ettiler. Bizler de ediyoruz, bizden sonrakiler de yeni nesil de ediyor ama inanın çok zor. Yani bahçede biten otun kıymeti yok. Başkası yapınca çok kıymetli. Ama siz yapınca bir kıymeti olmuyor, bir izleyeni,  bir alkış tutanı olmuyor maalesef.

Sevgi ÖZKAN DALGIÇ Memleketimiz için keşke bunlar olsaydı da şunlar olmasaydı dediğiniz neler var?

Ferat Mehmetoğlu: Memleketimde olmasın dediğim şey kavga, gürültü, patırtı, ikililik, dışlanmışlık. Devletin geçmiş dönemlerde yapmış olduğu baskılar bunlar olmasın istiyorum. Bitsin istiyorum. Herkes kendi dilini, kültürünü özgürce konuşsun ve özgürce yaşasın burada bütün diller, sadece Kürtçe Türkçe değil kaç dil varsa kaç kültür varsa. Hepsi özgür olsun istiyorum. Hepsi beraber olsun istiyorum. Çünkü beraber olunca çok daha güçlüyüz, çok daha renkliyiz. Biraz da ne olsun istiyorum, biraz da kıymet bilinsin istiyorum. Bir yazar, bir şair, bir edebiyatçı, bir öğretmen, bir sinemacı, bir müzisyen burada bir şeyler yapmaya çalışıyorsa lütfen onların da kıymetini bilin. Çünkü burada yetişmek kolay değil, burada imkanlar İstanbul kadar, Hollywood kadar değil. Burada bir müzisyen kolay kolay yetişmiyor. Ahmed Arif’ ler kolay yetişmediler. Ziya Gökalp’ ler, Cahit Sıtkı’ lar, günümüzde Mahsun Kırmızıgül’ ler kolay yetişmediler. Yetişmiyorlar da. Birçok sanatçı işte Kürt müzik piyasasında da böyle. Lütfen kıymet bilin. Yani sanatçınızı takip edin, ona alkış tutmayı bilin. Bu önemli bir şey tabi ki.Beraber olduğumuzda çok daha güçlüyüz. Ve çok güzel şeyler başarabiliriz. Ben Diyarbakır’ a inanıyorum, güveniyorum. Yeni nesil biz onlara biraz daha kaba tabirle Tik Tok nesli diyoruz ama yeni nesil bir şeyler yapmaya çalışıyor, çaba sarf ediyor. Her ne kadar mecra sosyal olsa da emek sarf ediyor kendini kanıtlamaya çalışıyor bu da önemli bir şey. Umarım daha çok şeyler başarırlar. Gençlere buradan nasihat gönderiyorum iyi şeyler yapmaya çalışın. Topluma faydası olmayan bir insan boşuna yaşamıştır diye düşünüyorum. Memleketimizde yaşayan her insanın uyandığında her sabah ben bugün Diyarbakır için ne yatım, çevreme, aileme, dostuma, akrabama, karşı komşuma ne kattım ne faydam oldu diye çaba sarf etmeli. Daha neler yapabiliriz, büyüklerimize saygı, ustalarımıza saygı gösterin ve lütfen Diyarbakır için taş üstüne taş koyan insanların kıymetini bilelim.

Sevgi ÖZKAN DALGIÇ: Biz farklılıklarımızla zenginiz. Bu ülke hepimizin, bu memleket hepimizin, beraberce sahip çıkalım. Çok güzel şeyler söylediniz. İnanıyorum birçok insanın diline tercüman oldunuz. Peygamber Efendimiz’ in (S.A.V.) çok güzel bir sözü var “insanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır” der.

Sevgi ÖZKAN DALGIÇ: “O Ses Türkiye” ye davet edildiğinizi biliyoruz. Neden katılmadınız?

Ferat Mehmetoğlu: Acun Medya’dan beni aradılar. Programlarına katılmamı istediler. Ben kabul etmedim. Çok şaşırdılar. Neden katılmıyorsunuz dediler. Ben de “Ben iki albümü olan bir sanatçı ve yapımcı bir şirket sahibiyim. Katılmayı doğru bulmuyorum” dedim. Hanımefendi bana dedi ki; “Dodan da albümlü sanatçıydı ama katıldı ve şöhret oldu.” Bunun üzerine “Ben Ferat’ım ve katılmayı doğru bulmuyorum. Bu bir tercihtir“ dedim. Kadın; “ilk defa biri bizi red ediyor” dedi.

Sevgi ÖZKAN DALGIÇ: Takipçileriniz sizden yeni şarkılar bekliyor. Ne zaman bu müjdeyi vereceksiniz?

Ferat Mehmetoğlu: Diyar Magazin’ e konuk olmaktan onur duyuyorum. Diyar Magazin gerçekten Diyarbakır’ ın magazinidir ve olması gereken bir şeydir. Umarım çok daha gelişir ve daha farklı mecralara ulaşırsınız. Sizlere de başarılar diliyorum.

* (Bahçede biten otun kıymeti yoktur)

 

 

 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.