Bir Simurg hikayesi, Raperin;”Huzurlu bir hayat istiyorum”  

29 Temmuz 2022 22:28
A+
A-

Herkesin farklı farklı yaşam hikâyeleri var. Hayat işte… deyip üç nokta bıraktığımız ve gözlerin daldığı. Bu da mı varmış? bu kadar da olur muymuş? dedirten nice hikâyeler… “Kürtlerin Minik Serçesi” diye anılan ama Allah kimsenin başına vermesin dedirten bir hayat hikâyesinin başkahramanı Raperin, yaşadığı onca olumsuzluğa rağmen küllerinden doğan Simurg’ un hikâyesinde olduğu gibi tevekkül ve teslimiyet ile kendi yolculuğuna çıkarak yeniden hayata tutunup başarı hikâyesine kaldığı yerden devam ederken, muhteşem bir Diyarbakır Konseri sonrası Diyar Magazin’ den Hacı DALGIÇ’ ın sorularını samimiyetle cevapladı.

 

H.D: Hüzünlü bir süreçten geçtiniz. Mutlu musunuz? diye sorarak başlasam.

RAPERİN; Salt mutluluk ya da salt mutsuzluk diye bir şey yok ya zaten. Hayat öyle bir şey ki, zaman zaman daha mutsuz olabileceğimiz şeyler sunuyor önümüze. Zaman zaman daha mutlu olabileceğimiz şeyler. Ben eskiden çok karamsardım. Hayatın hep olumsuz yönlerini görürdüm. Tabii bildiğimiz malum süreçlerden sonra, bir sürü malum sıkıntıdan sonra hayatın böyle süremeyeceğini anladım. Bu şekilde bakarak kendi hayatımı daha da zorlaştırdığımı anladım. Daha mutlu olunabilecek yönlerden bakmaya çalışıyorum. Tam %100 olmasa da özgürlüğüme kavuşmuş olmamla beraber, birtakım sıkıntıları geride bıraktım. Çok şeyi artık problem etmemeye başlıyorsunuz. Hayatın zorluklarını görüp onlarla mücadele edip ayakta kalarak, hem güçlü olmayı başardığımı düşünüyorum, hem de evet şu an mutluyum diyebilirim. Şu an mutluyum.

H.D: Hayattan aldığınız en iyi ders nedir?

RAPERİN; Hayattan aldığım birçok ders var. Mesela ben sevgi kavramını çok içselleştirdim. Saf bir sevgiyle karşılığında verebildiğimden çok daha büyük bir sevgi alabildiğimi fark ettim. Sevgiyi hayat felsefesi haline getirdim. Gerçekten seviyorum. Sevmeyi öğrendim diyebilirim. Ders anlamında şükretmek… En temel şey… Şükretmek dediğimiz zaman insanlar kanaat etmek sanıyor. Bu başka bir şey kanaat ettiğin zaman var olan bir şeyle yetinirsin. Bu da güzeldir kimine göre. Kanaat etmekle beraber daha ziyade bahsettiğim şey gerçekten Allah’a şükretmek. Ben o noktada inançlı biriyim, verdiği ve aldığı her şey için şükrediyorum.

H.D; Sanırım o gücü elde etme noktası da bu olsa gerek..

RAPERİN: Evet, teslimiyet… Ben hiç kolay teslim olan biri değilim. Hep böyle reddederdim, direnirdim. Yine her şeye direniyorum ama Allah’a direnmiyorum. O kadar güzel bir sistematiği var ki, bir yerden sonra verdiği şeyin de, aldığı şeyin de, her şeyin bir anlamı olduğunu, her şeyin yerli yerinde olduğunu ben anladıktan sonra o teslimiyet duygusu gelişti. Bu benim için çok önemli, teslimiyeti bilmek benim için aldığım bir ders, şükretmek yine dediğim gibi.

H.D: Son dönemde dilinize takılan, kendinizi rahat hissettiğiniz, sevdiğiniz bir şarkı var mı?

RAPERİN; Çok var ama siz öyle deyince bir gülesim geldi. Çünkü son zamanlarda niye bilmiyorum ama Allah korusun, kaderimiz benzemesin de Bergen’ in bir şarkısı çok dilime takılıyor. Var ya en bilindik şarkısı, sürekli dilimde bu aralar. Çok arabesk ama… Arabesk söylemek istemediğimi de ekle. (“Sen affetsen ben affetmem” şarkısından bir kuple söylüyor.)

H.D: Hayatınızda dönüm noktası ya da kırılma noktası, diyebileceğiniz bir an var mı?

RAPERİN; O kadar çok var ki… Sıradan bir hayatım olmadı benim. Normal bir hayatım hiçbir zaman olmadı, artık o noktada da teslim oldum. Muhtemelen hiçbir zaman sıradan bir hayatım olmayacak. Dönüm noktası olabilecek bir sürü an var, cezaevine girmek diyebiliriz. Her şeyden önce ben özgürlüğün ne olduğunu anladım, öğrendim. En değerli şey… Esareti görmeyen bunu bilemez. Hayata bakış açısında çok ciddi bir değişiklik yarattı bende. Elimizde olan hiçbir şeyin kıymetini bilmediğimizi anladım. Elbette girmek istemiyorum, giremem şu an bu konuya çünkü çok duygusallaşıyorum ama tabi ki Berfin’i kaybettiğim zaman hayatımın en büyük dönüm noktası.

H.D: Mesleğinizin hayatınızı olumsuz etkileri olduğunu düşünüyor musunuz?

RAPERİN; Her meslekte bu vardır. Bizim mesleğin de çok zor tarafları var. Dışarıdan bakınca belki çok eğlenceli gibi görünüyor. Eğlenceli tek kısmı sahne… Sahnedeyken kurduğunuz iletişim, etkileşim, oradan aldığınız haz çok güzel. Tabi başka yanları da vardır ama en keyiflisi bu. Onun dışında çok fazla zorluğu var, hem konser süreçleri, o süreçlerde çok ciddi yoruluyoruz, uykusuz kalıyoruz. Benim sesim kısılıyor mesela ben bugün ilaç aldım. Bütün bunlar çok doğal. Mesleğin cilveleri diyelim.

H.D: Ailenizden aldığınız en iyi hayat dersi?

RAPERİN; Bunun nasıl kanalize ettiler bilmiyorum ama bana öğrettikleri şey çok iyi bir insan olmam. Bana en temelde iyilik öğretildi. Ne olursa olsun kötülük yapma! Sen yine de iyi ol, dürüst ol! Ben zaman zaman onlara kızıyorum çünkü dünya böyle bir yer değil. İyi olduğumuz için bir sürü şey geliyor ya başımıza. İnanıyoruz, kanıyoruz, kandırılıyoruz. Bu bizim aptal olduğumuz için değil ki iyi niyetli olduğumuz için. ”İyiler kötüleri tanımaz ama kötüler iyileri çok iyi tanır”.

H.D: Müzikal çalışmalarınızdan biraz bahsetsek. Pandemi sürecini çok hızlı ve verimli değerlendirdiğinizi görüyoruz.

RAPERİN: Ben yıllarca müzik yapamadım. Çok korkunç bir şey bu, bir müzisyen için en büyük kâbus budur.  Müzik benim hayatımın merkezi. Her şey müziğin etrafında dönüyor. Konserlere de ağırlık veriyoruz. Zaman zaman konserlere de ara verip stüdyo çalışmalarımızı aksatmadan sürdürmeye çalışıyoruz. Single çalışmaları üzerinden gidiyoruz.

H.D: Hayattan beklentileriniz neler?

RAPERİN; Eskiden hayattan beklentilerim yüksekti çünkü o zamanlar çok hırslı bir insandım. Hayat bana azim ile hırs arasındaki o ince çizgiyi öğretti. Hırs zarar veriyor, azim başarıya götürüyor. Yavaş yavaş daha sağlam adımlarla azimli bir şekilde ilerlemeye çalışıyorum. Ben oğlak burcu kadınıyım, başarıdan besleniyorum. Bu benim için çok önemli, değerli, kariyer. Ondan da önemli benim duygularım var ve insanlara anlatmak istediğim şeyler var. Elimden geldiği kadar başarıyla ilgili planlarım, hayallerim var.  Hayattan çok fazla maddi ve yüksek beklentilerim olmadı. Yine maddi değil manevi beklentilerim var.

H.D: Manevi beklentiler derken?

RAPERİN; Mesela bana göre müzikal başarı maddi boyutu da olan ama manevi bir başarıdır. Bunun manevi bir hazzı var zaten. Kitap yazıyorum, birçok konuda. Beynimi nasıl böleceğimi bilmiyorum o kadar çok şey yazasım var ki, lisans ve yüksek lisans eğitimim edebiyat. Yazıyor olmak, yazdığım şeylerle ayrıca kitlelere ulaşabilmek. Ben galiba bir şeyler anlatmak istiyorum. İyi bir yazar olmak gibi de bir hedefim var. Bununla ilgili de çabam var. Bunu da yavaş yavaş ince eleyip sık dokuyarak yapıyorum. Huzurlu bir hayat istiyorum. Steril bir hayat,  sakin bir hayat istiyorum.

H.D: Gönlümüz boş mu?

RAPERİN: Magazine geldik.. Benim gönlüm boş olmaz ya. Çok sevdiğim insanlar var yani yine sevgi. Aşk gibi bir şey yok ama çok sevdiğim insanlar var. Sevgiyi hayatından çıkarmamak en temel prensibim. Ama şunu da söyleyeyim mesela, madem girdik ona, ben iki kez yanlış yaptım, evlendim. Evliliğin kendisi üzerinden söylüyorum. Herkese göre değil. Çok güzel yürütenler var çok takdir ediyorum, ama bana göre değilmiş. Bunu anladım. Bence hiçbir müzisyene göre değil. Bizim ruhumuz biraz farklı.

H.D: Buruk bir özgürlük havası var, önünüzdeki sürecin belirsizliği içinde olmak nasıl hissettiriyor?

RAPERİN; Bu son 14 aylık uzatmadan sonra kendi adıma bir şeyden emin oldum yani bir şey bildiğimden değil de, daha girmeyeceksin dedim. Bunun da ilahi adalet olduğunu düşünüyorum. Elbet benim bir hatam vardı ki bir süre kaldım ve bedel ödedim. Hatam vardır yani insanız hata yapıyoruz. Ama ben masumdum ki de yatmadım o cezayı, ve pandemi ya, şaka gibi.

H.D: Beşer zulmeder, kaderi ilahi adalet eder.

RAPERİN: Evet ben zaten bir tek Allah’ın adaletine inanıyorum. Ben pandemi iznine çıktığımda en kötü dönemimdeydim. Bir sürü ilaç kullanıyordum, korkunç bir durumdaydım. Bildiğin böyle mucize oldu. Covid berbat bir şey, hastalık bu ama mesela ben bundan yararlandım. Hayat böyle bir şey işte…  Şu an hem tevekkül, hem mantık yürütüyorum. Kalbimin sesini dinlediğimde de diyorum ki yok yani bitti diyorum ceza, inşallah da böyle olacak. Şu anki mutluluğum çok buruk değil. Mutluyum.

H.D: Bu arada vefa duygunuzun da çok gelişkin olduğunu hissettim konserinizde, gerçi çok şey hissettik duygu doluydu.  Rahmetli Mustafa Gazi’yi de yad ettiniz.

RAPERİN: Ben onunla ilgili özellikle konuşmak istiyorum. “Seyda” derdik, yıllar önce tanışmıştım. Ben “Xapinok” albümünü ilk dinlettiğimde ilk şarkıyı dinledi ve çok beğendi, ikinciyi dinlediğinde güzel dedi, üçüncüyü dinlediğinde tarzlar birbirinden o kadar farklı ki konsept bütünlüğü yok. Ben yeniyim yani acemiyim böyle.  Kulaklığı çıkardı ve dedi ki;”Raperin, sen ne yapisan, ne yapisan? Çorba yapisan” dedi bana. Güzeldi değildi ayrı bir şey bu ama onun o doğallığı, o içtenliği yani adam yaratıcı bir adam, üretici bir adam. Kim adını anıyor ki? Bu çok büyük vefasızlık değil mi?

H.D: Kesinlikle, takdir ettim o anlamda, vefa…

RAPERİN: Vefa her konuda olmalı beste yapmak çok zor bir şey. Adam beste yapmış, bazıları da bundan beslenmiş. Ben de besleniyorum bundan. Beslenmekte sorun yok ama bir adını söyle, bir yâd et kendisini. Neden seninmiş gibi davranıyorsun, emeğe saygı, her şeyden önce…

H.D: Diyarbakır’dayız, sevenlerinize, hayranlarınıza Diyar Magazin aracılığıyla neler söylemek istersiniz?

RAPERİN: Beni tanıyan herkes bilir, ben kendimi bu şehre ait hissediyorum. Buraya ayrı bir düşkünlüğüm var. Her yerin iyisi kötüsü var ama buranın insanları neyse o… Beş dakika konuşsan o insanın iyi mi kötü mü olduğunu anlayabiliyorsun, Diyarbakır insanı çok net, çok doğallar. Ben Vanlıyım ama Van’ a şarkım yok, Amed’ e şarkım var. İyi ki de yapmışım, içimden gelerek yaptığım şarkılardan biriydi. Bu şehrin yeri bende ayrı… Ben müzikal anlamda Raperin olarak bir yerlere gelmişsem bunun sebebi bu şehirdir. İlk Diyarbakır beni tanımıştır. Bütün sevenlerime çok çok sevgiler gönderiyorum Hepinizi çok seviyorum.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.